Lütfen artık bu gereksiz tartışma ve çekişmelere bir son verelim.
DVB-T yayınları bugünkü UHF bandının tamamı kullanılarak yapılacaktır. Bunun altındaki bantlar VHF 175-375 ve 87,5-108 MHz'e kadar FM Radyo bandıdır, üstündeki bantlar ise sizin de bildiğiniz gibi GSM Telefon şebekelerinin kullandığı bantlarıdır 900-1900 MHz. Dolayısı ile DVB-T için kullanılabilecek maxsimum aralık 450-850 MHz arasındaki banttır ki bugün analog TV yayınları bu bandı kullanamaktadır. Maksimum Band genişliği 400-500 MHz'dir zaten DVB-T TV kartlarının yayın alış aralığı da genellikle 450-850 MHZ'dir. Frekans aralıkları yayınların birbirine karışmaması için ortalama olarak 8 MHz'dir, bu durumda 400 rakamını 8 rakamına böldüğümüzde karşımıza çıkan rakam 50 dir. İlk ve son bandları içine almazsak bu banda sığdırılabilecek paket sayısı 48'dir.
Bu paketlere sığdırılabilecek kanal sayısı toplamda 150'yi geçemez. 150'de iyi bir rakam tabi ancak bunların içinde dijital radyo ve linkler eklendiğinde TV kanalı sayısı 120'yi dahi bulmayacaktır. Bir de yanıldığınız bir noktayı aktarmak istiyorum düşük frekanslar üzerine bindirilecek data paketleri ile yüksek frekansların üstüne bindirilecek daha paketleri arasında ciddi farklar vardır. Yani her bir paket bu kadar veri taşıyabilir ve bu tüm bandlarda eşittir şeklindeki bilgi yanlıştır.
Uydu yayıncılığında ise yani DVB-S frekans aralığı DVB-T'nin çok daha ötesindedir. 10.700-12750 MHz, bu durumda band aralığı 2050 MHz ediyor yakında 13.500-14.250 MHz aralığının kullanılması daha da ilerki dönemlerde 30.000 MHz değerlerinden yayın yapılması planlanıyor. Dolayısı ile hem band genişliği artıyor ve frekansların daha yüksek değerkerde olması bu frekanslara bindirilecek data paketlerinin de mikarının artmasına olanak sağlıyor. Kabaca bir hasap yaparsak sadece Hotbird uydusundaki yayınlar tüm DVB-T bandına sığdırılabilecek yayın sayısının 15-20 katı olacaktır. Türksat uydusunun kapasitesine dahi ulaşması imkansız.
DVB-T veya DVB-S tabi ki tercih meselesi, uydu yayınları için anten sistemi olan biri DVB-T yayınlarını izleyerek tatmin olabileceğini düşünmüyorum ama bugün analog TV kartına sahip olan ve hayatından memnun olanlar için daha canlı ve dijital görüntü, yüksek kalitede kayıt imkanı tabi ki beklentilerini karşılacayaktır. Benim açımdan DVB-S çok daha avantajlı, şifreli kanalları çözebiliyorum, reklamsız ve yeni çıkan vizyon filmlerini izleyebiliyorum, bunlara türkçe alt yazı ekleyebiliyorum offline download yapabiliyorum, kısaca sadece frekans tahsisi için para ödeyen RTÜK'ün belirleyeceği ve bana empoze edileceği çok bilinen reklam içerikli ve reklam yayınlamaktan yayın yapmayı beceremeyen birkaç yerli kanalla yetinmek istemiyorum. Frekans tahsisi için alınacak aylık ücretin de birçok küçük kanalın yayın yapması önünde engel oluşturacağını düşünüyorum. Bu durumda da DVB-T'nin 40-50 kanaldan fazlasını sunmayacağını düşünüyorum.
Sayın "beyazsoy"
Sizi uyarmıştım, belli bir ürünün kullanıcı kitlesini aşağılayıcı nitelikte ve içinde hakaret içeren cümleniz nedeniyle, yazınızın ilgili bölümü editlendi ve ayrıca 3 gün süre ile forumdan uzaklaştırma cezası aldınız. Umarım bu uzaklaştırma, size, forumumuzda hangi üslupla yazı yazılması gerektiği hakkında ipucu verecektir.